Aşk Genetiğimizin Kontrolünde
Uzmanlar, insan genlerinin, duygular üzerinde önemli etkileri olduğunu açıkladı. Yeni bilgilerin hayatımıza girmesiyle beyin dinamiklerinin daha fazla çözüldüğü ise bir diğer önemli konu… Buna göre anlamlandırılamayan davranışlar artık daha iyi anlaşılır hale gelebiliyor. Aşk hakkındaki anlaşılmaz düşünce ve hisler de bu açıdan önem kazanıyor.
Sadece Biyoloji Ve Fizik Etkili Değil
Aşk kelimesinin anlamı araştırılırken genellikle biyolojik ve fiziksel birtakım durumlar temel alınarak açıklamalar ve anlamlandırmalar yapılmaktadır. Ancak yapılan son araştırmalara göre aşk genlerden de etkilenen bir durum ve aşık olmanın altında bu genetik etkenler yatıyor.
Eş Seçiminde Genlerin Etkisi
Sevgi, aşk gibi özelliklerimizde genler etkili oluyor. Beyin dinamiklerinin daha fazla ayrıntılı görünebilmesi, bu durumları sağlamış oluyor. Yani sadece hormonlardan ibaret olmadığımız ve genlerin de davranışsal kalıplarda açıklayıcı olduğu biliniyor. Örneğin duygusal olarak başka kişilere kolay ya da zor aşık olmak, aşk duygusunu dışa vurma şiddeti, genetik faktörler tarafından belirlenebiliyor. İnsanların bağışıklık sisteminde yer alan genler eş seçme ile ilgili davranışlarda yönlendirici olabiliyor.
Genlerin Kısa Ve Uzun Olmasının Etkileri
Gen ve aşık olma ile aşkı yaşama şekillerine bakıldığında kısa genli olan kişilerin aşkı daha ateşli şekilde yaşadıklarını görmek mümkündür. Aşık olmada en çok etki eden serotonin ve dopamin metabolizması, bu açıdan epey etkili. Mutluluk hormonu da denebilecek seratonin, hücre içine taşınırken kodlama yapan iki genden yararlanıyor. Bu genler eğer kısa olursa bu kişiler aşklarını daha ateşli biçimde yaşıyor. Ayrıca çok sık şekilde kolay biçimde aşık olmaları da söz konusu… Eğer tersine uzun genler kodlama yapıyorsa bu durumda duygularını belli etmeden aşk yaşayan kişiler oluyor. Yani bu kişiler daha oturaklı şekilde aşk hayatlarını sürdürüyor.